18.2.09

Kahveniz kaç rekat olsun?


Eski iş yaşantıma dönüşümün ikinci günüde Starbucks’la münasebette bulundum ya, rahatladım oh. Ağızda pabuç kadar sakız, eller ceplerde, baya havalı girdim kapıdan.. Karamelmakiatotol duası üzerine üç kere İreeeaAam diyerekten sevaba girdim. Minberde kahve beklerken -elim yanmasın kartonları-na uzanarak, sünneti ihmal etmedim. Minberde yalnız değildim üstelik. Üstelik onlar da iman sahibiydiler. Abdest kaçar diye göz göze gelmedim hiçbiriyle. O denli müminlik benimkisi.

Hangi Manada: Şimdi, aman da Starbucks, aman da pahalı, aman gel de bizim eve aç demeyeceğim. Starbucks çalışan güruh için bir kaçış biçimidir. Starbucks, kendimi ödüllendiriyorum silsilesi, parasını verdim hepsini içecem kahvesicisidir. Ciddi bi’ şey konuşuyoruz, yeni elemanla tanışıyoruz, işi asıyoruz, küçük bir meseleyi çözüp hemen gelicez köşesidir. Global bir şirkette çalışıyorum, sit-com hayatı yaşıyorum, kombili hayatımı unuttum tesellisidir. Starbucks, elim yanmasın kartonu ve göççük delikli plastik bardak kapaklarıyla 15 dakikalık inanç biçimidir. Herkesin içinde bir Starbucks vardır.
Mutlaka vardır.

Görsel Manada: Yukarıdakini seneler önce İstanbulPlus için çizmeye çalışmıştım. Rüyama giren Starbucks kadınının hemen ardından.